
Marka iletişiminde başarı, markanın faaliyet gösterdiği sektöre hâkim bir iletişim ajansı tarafından yürütülen stratejik bir yaklaşım ile mümkün olur. Çünkü sektör yapısını, rekabetin dinamiklerini, hedef kitlenin değerlerini ve pazardaki değişimleri okuyabilen bir ajans, markaya doğrudan rekabet avantajı kazandırır.
Bu yazımızda, PR ajansları, stratejik iletişim pratiği ve sektörel analizlerin marka başarısına nasıl yön verdiğini detaylı şekilde ele alıyoruz.
Bir iletişim ajansının danışmanlık verdiği markanın faaliyet gösterdiği sektöre olan hâkimiyeti, markaya önemli bir rekabet avantajı sağlar. PR ajansının, danışanının faaliyet alanları özelinde yaptığı kapsamlı analizler, güçlü ve zayıf yönlerin tespiti ve stratejik gözle ortaya konan gerçekçi değerlendirmeler, “markaya hâkimiyet” açısından fark yaratır.
Danışanın sektörel faaliyetlerinin içgörü eşliğinde gözlemlenmesi, markaya müşterilerine karşı daha sağlıklı bir bakış açısı da kazandırır. Müşteri; marka için ne kadar değerliyse, PR ajansları için de aynı derecede önemlidir. Bu nedenle ajansın yalnızca markaya değil, markanın faaliyet gösterdiği sektörün üretim ağından dağıtım zincirine, hedef kitlesinden iletişim tonuna kadar tüm alanlarına titizlikle hâkim olması kritik bir zorunluluktur.
Dünya küçüldü, iletişim bariyerleri kalktı ve insanlar markalar ile anında temas kurabilir hale geldi. Bu dönüşüm, markanın müşteriyi seçtiği dönemden müşterinin markayı seçtiği döneme geçişi hızlandırdı.
Her an değişen tüketici davranışlarını kontrol altında tutmak ve istenilen markaya yönlendirmek artık eskisi kadar kolay değil. Bu noktada PR ajansı dokunuşları, marka-müşteri ilişkisinin sağlıklı biçimde sürdürülebilmesi açısından hayati önem taşır.
Müşteriye arkasını dönen, yalnızca kendi satış politikasını önceleyen bir iletişim stratejisi başarıya ulaşamaz.
AKare İletişim Yönetimi olarak marka ile hedef kitlesi arasında kurulacak duygusal bağın önemini vurguluyoruz. Markanın hitap ettiği hedef kitlenin değerlerini analiz ediyor, markanın algısını bütünleşik pazarlama iletişimi çerçevesinde stratejik bir sürece alıyoruz.
Markaların faaliyet gösterdiği sektör ve sosyal paydaşları da en az hedef kitlesi kadar kritiktir. Sosyal paydaşlarla güçlü iletişim kurulamıyorsa, müşteri ile kurulacak iletişim de sağlıksız olacaktır. Dikkatli analizler ise müşteri nezdinde hedef kitle hâkimiyetini beraberinde getirir.
Bir markanın iletişim çalışmalarını yürütecek olan halkla ilişkiler ajansı, markanın kendisinden önce sektörün tamamının analizini yapmalıdır. PR ajansı, sektörün dinamiklerine, rakiplerin faaliyetlerine ve pazardaki diğer oyuncuların stratejilerine hâkim olmalıdır.
Bu sürecin üç temel yapı taşı vardır:
Bu aşamalardan sonra markanın sesleneceği kitleye odaklanmak gerekir.
İletişim stratejisinin en sağlam dayanak noktası, sektörün mevcut durumu ve markanın sektördeki konumudur. Markanın hedef kitlesine nasıl sesleneceği, rakiplerinden farklı olarak neler yapabileceği ve nasıl konumlanacağı, PR ajansının çizdiği stratejik yol haritasıyla şekillenir. Sonuçta tüm uygulamalar, markanın sektörde alacağı payı doğrudan belirler.
Bir markanın imajı, yıllık faaliyetleri, pazardaki yeri ve geleceği; sektöre hâkim bir PR ajansının hedef odaklı çalışmalarıyla inşa edilir.
Sektörü anlayan bir iletişim ajansı:
AKare İletişim Yönetimi, danışan markaların sektörünü derinlemesine analiz ederek, uzun vadeli etki yaratan iletişim çözümleri sunuyoruz.
Hizmetlerimizi öğrenmek ve size en uygun olanını seçmek için şimdi bize ulaşabilirsiniz.